Güzel Sanatlar İçinde Edebiyatın Yeri
Bilim, evrenin ya da olayların
bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak
yasalar çıkarmaya çalışan,
bunu düzenli bilgi haline dönüştüren çalışmalar bütünüdür. Sanat,
insanların kendileri ve doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerinin çizgi, renk,
biçim, söz ve ritm gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslupla ifade edilmesidir.
Sanatçı ile
bilim adamı aynı meseleye farklı gözlerle bakar.
Örneğin, bir gök olayı olan
"yıldırım" karşısında bilim adamının tavrı, bu doğa olayının
nedenlerini araştırmak, bundan korunmanın yollarını bulmaya çalışmaktır. Bilim
adamı bu duyarlıkla çalışarak paratoneri bulmuş ve bunun etki alanını
formüllerle ifade etmiştir. Ama bir sanatçı "yıldırım" karşısında
bambaşka bir tavır takınır. O, dış dünyada algıladıklarını kendi sanatsal
gerçekliğinde yeniden oluşturur. Pir şair, "yıldırım" sözcüğünün
çağrışım gücünden, yan ve mecaz anlamlarından faydalanarak kendi duygu ve
hayallerini dile getirir.
Gelmedin son
hayal de yanıp yanıp kül oldu
Bu deruni kavgada kırılan gönül oldu
Şimdi menziller elem, yürek duman, sine çak
Devleri mahkum eden hayatım şimdi helak
Gelmedin yıldırımlar düştü hülyalarıma
Nasıl kıydın be zalim masum rüyalarıma
Nasıl kıydın be zalim masum rüyalarıma
Nurullah
Genç
- Bilimsel
eserlerin önceliği doğruluk ve faydadır.
- Bilimsel
eserler, bilgi vermek,
öğretmek, düşündürmek, açıklamak vb. amacıyla yazılır.
- Bilimsel
eserler, bilimsel bir gerçekliği nesnel olarak
anlatır.
- Sanat eserleri güzelliği ön planda
tutar.
- Sanat eserlerinde amaç öğretmek
ve bilgi vermek değil, bir duygu ya da düşünceyi sezdirmek, hissettirmek ve
çağrıştırmaktır. Okuyucuda coşku ve heyecan uyandırmak, okuyucunun estetik
duygusunu açığa çıkarmak ve ona sanatsal
zevk aşılamaktır.
- Sanat eserlerinde öznel bir
anlatım vardır.